Ahh Kaan

 

Sel Batum

 

 

 

İşte kalemimin ucundasın Kaan, bütün gün yatağa yağan yağmurdan haberin yok. Kafanı hiç kapıya çarptın mı bilmem, içini oyduğun bir sisin eşiğinde durduğundan haberin yok. Yıldızlar yıldızlar, haberin yok. Büyüdüm kötüydü de büyüyorum hallicesiydi haberin yok.

Sabah olunca kalktığımız yatakla, çift yumurta düşüzlerine bir örnek giydirilmiş hüznü düğmeleriyle söküp attığımız yatak birbirinin aynı ve haberin yok. Bizim çoğullaşmamıza yarayan senin ufak tefek seçimlerin oldu. Haberin ise olmadı.

“2 Şubat 1970'te Ankara’da doğdu, 11 Ağustos 1992'de İstanbul’da kendi isteğiyle yaşamdan ayrıldı. Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih Coğrafya Fakültesi Sosyoloji Bölümü’nde öğrenim gördü. Şiirleri Çağdaş Türk Dili, İzlek, Promete, Yazılı Günler gibi dergilerde yayınlandı, ölümünden sonra İzlek dergisinin girişimiyle "Kaan İnce Vakfi" kuruldu”

Varlığından haberdar olunca sana dokunmak da istedik, yukarıdakine benzer satırlarla bir kuyuda buluştuk; çıkrığına bir bakış attık kuyunun İkincisine ürkmüş halde bulunduk. Oysa sen:

Siyah camlar takılır gözlerime ve Ölüm dansları

Bilmiyordum bir işporta arabasına var gücüyle dayanan adamın gömlek bileklerine yapışmış terle, senin terini sildiğin kelimelerin Kadıköyünü baştan aşağı dolanabileceğim. Böyle başladım, “merhaba Kaan. Sana sesleniyorum. Çiğ bir sesin avutulamaz sancılarında birilerinin kafalarını okşuyor ve göbeklerine süzülen ışığı seyrediyorum. Işık, göbeklerine süzülen bakışlarımı emip yerine parlak sancılar bırakıyor, avunamıyoruz.” Çünkü sen yok oldun; bir sese dönüştün. Yine de susturulamıyordum. “gidişinden beri değişen birçok şeyin aksine senden fazla yaşadığım neredeyse bir senenin hiçbir şeyi değiştirmediğine inanabiliyor musun? Belki de her şey daha kötü oldu sevgili vazom, her şey daha kötü güzel ev terliklerim, her şey caanım duvarlarım..” senin varlık seviyen ancak iç ses boşluğunu doldurabildi, bir süredir yaşamıyorsun. Sevdiğimiz her şeyin başka vücutlara bürünüp tanınmayacak hale gelmesi konusunda hassas kaldığını ve işleri fazla uzatmayıp hep aynı yaşta kalmayı seçtiğini düşündük. Ah Kaan ah dedik ve bir damla suyla incelen y an’ım diyiverdik.