Çiçek

Zafer Ekin Karabay

ipatya'ya

toprağa değen su dokununca anlatır

elinde kalan mektubu, durula

gözlerini sakındığın yarına

çiçek sandığın kadar açacaktır

sorma mektubun huyu böyle, yoksa

kim benzetir harfleri, toprağa değen suya

ben benzetiyorum işte, bir de elini

dokununca mektubun ruhuma

 

 

 

 

Saklı

Zafer Ekin Karabay

 

uyurdum,

dokunduğum camlar kırılırdı derinliğinde uykumun.

Nil, gözlerimden geçsin diye

güne kirpiklerim kırılırdı.

oysa, saklambaç oynayan bir çocuktu büyüttüğüm;

babasının dudaklarına sıkışmış ve unutulmuş...

sobelendim, saklandığım saydam düşlerin ardında.

sunacak başka birşeyim yoktu, bir çocuğun

bayram sabahındaki beklentisini sundum yaşama

ve tedirginliğini oğlu savaşta bir annenin.

uzak ezgisini dinleyerek bırakıp gitmelerin.

nil güne akarken şubat gibi biriktim;

dört yıl topladığı acısını

yirmidokuzuncu adımında gösteren.

ve çıktım yaşama

onun sakladıklarını sunarak saklandığım yerden.

sonra kendime dönüp dinledim

yeniden acılarıma sordum:

yaşamın neresinde saklanmalı ozan,

yada nasıl saklamalı yaşamı?