EL
DESDICHADO
Gérard De NERVAL
Garibim,yaslıyım, yok derdime çare
bulan,
Kalesi elden gitmiş Aquitaine'li beyim
ben:
Bir tek yıldızım söndü, darmadağın
sazımdan
Karasevda'nın kara güneşidir akseden.
O mezar gecesinden, ey tesellim bir
zaman,
Pausilippe'i, İtalyan denizini ver
geri,
Ve o çiçeği, dertli gönlüme merhem
olan,
Çardakta asmalarla sarmaş dolaş
gülleri.
Phoibos, Amor muyum?... Lusignan mı,
Biron mu?
Kraliçenin öptüğü alnım hâlâ kırmızı;
Mestolmuşum mağarada yüzüyorken su
kızı...
İki kere muzaffer, aşmışım Acheron'u:
Orphée gibi duyurmuş sazımın her
kirişi
Kâh bir peri çığlığı, kâh bir kız iç
çekişi.
Çeviren: Afif OBAY
FANTAZYA
Gérard De NERVAL
Bir hava bilirim, dünyalara değişmem:
Bütün Rossini, Mozart, Weber sizin
olsun.
Çok eski bir hava, ağır, hazin,
muhteşem;
Yalnız ben duyarım onda ne varsa
füsun!
Ne zaman o havayı dinliyecek olsam
Ruhum gençleşiverir birden iki asır.
Onüçüncü Louis devridir, vakit akşam!
Batan günle sararmış bir yamaç uzanır.
Camları kızıla çalan renklerle yanar,
Kiremitten bir şato, köşeleri taştan.
Etrafı çepçevre bağlar, bahçeler,
parklar;
Bir dere akıyor çiçekler arasından.
Kömür gözlü bir kumral en üst
pencerede;
Eskidir geçmiş zaman esvapları eski.
Görmüşlüğüm var bu kadın, ama nerde?
Hatırlıyorum, başka bir hayatta belki!
Çeviren: Cahit Sıtkı TARANCI
HORUS
Gérard De NERVAL
Tanrı Kneph sarsıyordu evreni
titreyerek:
Ana İsis, o zaman doğruldu yatağından,
Baktı şöyle yabani kocasına bir zaman,
Ve parladı öfkesi yeşil gözlerinde
pek.
"Bakın, dedi ana, densiz yaşlı,
uyuyor pek,
Bütün kışları dünyanın geçmiş onun
omuzundan,
Tutun ayağını, görmeyin gözünü aman,
Volkanlar tanrısı, kışlar kralı bu,
gerçek!
Savuşup gitti kartal, düşüncem dedi
bana,
Onun için sarındım Cybèle'in fistanına...
Pek sevilen oğlu bu Hermes'le
Osiris'in."
Gitti tanrıça yaldızlı sedefi üstünde,
Denizler gönderdi o cânım gölgesini
de,
Pul pul donandı gökler kuşağıyla
İris'in.
Çeviren: Abdullah Rıza ERGÜVEN
İLK
SEVGİLİLER
Gérard De NERVAL
Nerde bizi seven kızlar?
Hepsi kara topraklarda.
Daha şen daha gamsızlar;
Daha güzel bir diyarda.
Meleklerle beraberler,
Mavi semanın dibinde;
Meryem Ana'yı öğerler;
Coşkun ilâhilerinde.
Sen ey bembeyaz nişanlı!
Baharındaki bakire.
Sararmış, garip sevdalı,
Verip kendini kedere.
Gözlerimizde bir derin
Ebediyet vardı gülen.
Sönmüş ışıkları yerin,
Yanın göklerde yeniden.
Çevirenler: S. EYÜBOĞLU Orhan Veli KANIK