Zafer
Ekin Karabay
''Aslında
bütün mesele neydi?
Hani,
‘Hayatın neresinden dönülse kardır’
dizesi var ya Nilgün’ün, canım benim, ben yaşamın
neresinden döneceğimi çoktan belirlemiştim. Nilgün Marmara’nın
29 yaşında, S. Plath’in şubat ayında intihar etmesi, benim
de 29. yaşımın 29 şubatında intihar etmemi gerektirmezdi. Ama madem ki yaşamda
kalmaya kendimi ikna edemiyordum, o zaman bir tarih belirlemeliydim ve 29.
yaşımın 29 şubatını seçtim...''
Belki
de insanın kendini öldüreceği tarihe karar vermesinden daha ağırı, karar
verdiği tarihte bile ölememesi.
Zafer Ekin, yaşamını sonlandıracağı tarihi
belirlemişti belirlemesine fakat, hayal ettiğinden iki yıl önce son vermişti
yaşamına. Yaşamını sonlandırmak isteyen bir şairin, başka müntehir şairle
ölümünü birleştirmesi neyle açıklanabilirdi?
Neydi birbirlerini hiç görmemiş, seslerini duymamış insanları ölürken
bile birbirlerinden kopartmayan, ya da bağlayan? Nilgün Marmara 13 Ekim 1987'de
oturduğu evin yatak odası penceresinden atlayarak yaşamını sonladırmış, Sylvia
Plath ise fırının gazını açıp kafasını içine sokarak son vermişti yaşamına.
Karabay, bu iki şairi selamlayarak 29. yaşının, 29 Şubat'ını seçmişti seçmesine
ama bıraktığı veda mektubunda şöyle diyordu:
"...bu
tarihi bekleyecek gücüm de kalmadı. Hem Zebercet de belirlediği tarihten önce
intihar etmemiş miydi?
Şairlerin
yaşadıkları döneme tanıklıkları bir yana, şahit oldukları dönemin
hafızalarıdır da. Hafıza, en yıpratan yanı insanın. Sivas katliamının
travması belleklerdeki yerini koruyordu
ve kuşkusuz en çok etkilenenlerden biri de Zafer Ekin Karabay'dı. Madımak'ta
yitirdiğimiz şair Metin Altıok'u onun bir şiiriyle anıyor, bıraktığı mektupta
ona olan hasretini şöyle ifade ediyordu: ''Yerleşik Yabancı'ydım her yere
Metin Abi... Sen Yanarak öldün ve ben ne yangınlar geçirdim sana ulaşabilmek
için.''
Ölümün
çirkinliğini, en güzellerimize olan zaafından anlıyorum.
Zefer
Karabay, Arkadaş Zekai Özger Şiir Ödülü 2000'de
''Juri Özel Ödülü''ne layık görülmüştü.
Arkadaş, Yordam Dergisi'nde Can İren'in erken ölümüne üzüldüğünü yazıp,
ondan bir yaş küçük ölmüştü. Onursal Yakupoğlu, ilk ve tek kitabının ilk
şiirinde Kaan İnce'yi selamlamış -belki
de- onun gibi dördüncü kattan atlamıştı. Atladığı ev abisiyle birlikte kaldığı
Beşiktaş Serencebey yokuşundaki evdi. Can Tanyeli'nin yaşamı birkaç yüz metre
aşağıda Serencebey Parkı'nda son bulmuştu. Özge Dirik, yine Kaan İnce'yi bir
şiiriyle selamlamış, onun gibi pencereden atlayarak yaşamını sonlandırmıştı.
Kaan 22, Onursal ve Arkadaş 25, Can İren, Can Tanyeli ve Özge Dirik 26, Zafer
Ekin 27 yaşındaydı. Toplamda ancak bir ömre denkti yaşları.
Zafer
Ekin, veda mektubunun üzerine iliştirdiği bir notla sorduğu; ''Bunu Kül'de
yayımlarsanız sevinirim... Nasıl sevineceksem'' sorusuna cevabı, belki de
''Vasiyet'' adlı şiiriyle Özge Dirik veriyordu:
''En
kötüsü de öldükten sonra da istemek''
13
Ağustos 1975 yılında Kayseri'de doğan Zafer Ekin, ilk ve orta öğrenimi
bitürdikten sonra 1993 yılında Kayseri Ticaret Lisesi'nden mezun oldu. Aynı yıl
Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi’ne
başlayıp 1999 yılında eğitimini tamamlamasının ardından Anadolu Üniversitesi
Hukuk Fakültesi Genel Kamu Hukuku Anabilim Dalı araştırma görevlisi olarak
çalışmaya başladı. Kimlikteki adıyla Zafer Karabay, birçok şiir ve edebi
metinde ''Ekin'' ön adını alarak, Zafer Ekin Karabay ismini kullandı. Kendi
deyimiyle ''Yaşama tümüyle farkı bir yerden bakmalarına rağmen,'' onu
şiirle buluşturan Necip Fazıl oldu. Sonrasında Attila İlhan, Kemal Özer, Şükrü
Erbaş, Sunay Akın, Salih Bolat ve Haydar Ergülen şiirini kendine yakın buldu.
Şiirleri ve yazıları
İnsancıl, Kavram Karmaşa, Varlık, Damar, Dize, Islık, Şiir Odası, Bahçe,
Kül, Edebiyat ve Eleştiri gibi dergilerde yayınırken, 1995 yılında çıkarılan
Sanat Eylemi dergisinin kurucularından oldu.
Şiirlerin yanı sıra öykü ve film eleştirileri de yazan Karabay,
yaşamın gerçekliği ve edebiyatın sihiri arasındaki gerilimde kendini
''gerilen'' olarak görüp, kendini toplumcu-düşçü addetti. 13 Eylül 2002
tarihinde, Anadolu Üniversitesi Hukuk Fakültesi'ndeki odasında, kendini
kemeriyle kapıya asarak yaşamını sonlandırdı.
1999 Yaşar Nabi Nayır Gençlik Ödülü ve Arkadaş Z. Özger Şiir
Ödülü'ne değer görülen şiirlerini topladığı
Şubatta Saklambaç ölümünden üç ay
sonra Mayıs Yayınları'ndan çıktı.
Çok sevdiği, denk düştüğü Nilgün'üne;
''...nil güne akarken şubat gibi biriktim;
dört yıl topladığı acısını yirmi dokuzuncu
adımında gösteren.
ve çıktım yaşama
onun sakladıklarını sunarak saklandığım
yerden.''
Zafer Ekin Karabay sürüyor...