Anılar
İlhami Çiçek
sonrasız bir sürgünü yaşar anılar
artık varolmayan evlerde
anılar ki genç ölümlerin artığı
her an anımsanmaya duyarlı
hep unutulmaya hazır
sorulsa yadsıyacaktır
anılar mı
yok ki benim anılarım
bir başkası yaşamış bu yerlerde
bu adam unutkan mı ne
kuşlar yüreğine işler aldırmaz
kuşlar ki bilirkişileri umudun
aşkın ve erincin simgeleri
adam yitiyor boşluktan
Kesit
İlhami Çiçek
bir resimdi işte
tandan ikindiye sarkan
kara kalem çalışılmış sürekli
ışık yoktu
önünde saçlarımızı tarardık
ölüm müydü o yalınlık
yoktu
ve gamzelerinin türevi
o canım kırışıklığında alnının
o ceylanda bir yığın kan yazması
yüzün yoktu
hani bütün hüzünlere nesnel karşılık
diye
bir sınavda kullanılan su gibi
utangaç ve bir kez daha
acıtarak göğsümün sarplarını
yüzün yoktu
ne çok güz ölüsü böyle
diyorum küllerinde bir ateş çatsam
Leylâ
İlhami Çiçek
günlerden bir özge gün müdür
yaprak dökümü müdür gizemli neylerin
dağlar leyla albenisiyle mi
donanmıştır
bulutların doluktuğu
bunlar sözcük müdür yoksa tuz ırmağı
mı
roma'ya yakınılan ben miyim
bir gün
hergün gelen meleğin gelmeyeceğini
bilen ben miyim
ilenen leyla mıdır leyla mıdır
(kötürüm bir yel eser ıraklardan
üçgenlerin eşliğinde
unutulur olay özellikleri
şems'in öğütleri erir ufukta
doğuda batar güneş)
kötürüm bir yel eser ıraklardan
çağlar alınyazımı tartışır
karanlığı tırmalar karanlık bilgeler
evren bir savaş alanıdır
aşkı eline dolayan bir dize yürür
üstüme
bir kent mecnunu keser yollarımı
leylayı sorar
(ölüm şarkısını çalar gizemli neyler
düşer ‐bu bir ölüm düşüşüdür‐
çılgın hüseyniler
bağlanır bir aksak hicazda şevki
bey'in kolları
doğuda batar güneş)
leyla bir özge can mıdır
can içinde can mıdır
bir adam anlattılar leylayı
avuçlarında gizliyormuş
bir adam koynunda taşıyormuş onu
onları kıskanmak mıdır leylaya giden
yol
ağlasak bağışlar mı
nasıl ölünür uğrunda
söz verilmiş ülkede yabancı
ağlamayan gezgini düşündüm
nil'i gözleriyle içen bir bilge gibi
sara gülümsüyor
yargıç yok taşı kim atacak
leyla bilmez mi gerekli olduğunu
şu anda
ben ibrahim ve sara
leyla bilmez mi
Sessiz
İlhami Çiçek
herşey eninde sonunda sessizdir
bir günün kırılganlığından
kalan ve tekrar tekrar kırılan
müteellim bir insan sesinin başlattığı
ağlamanın kırı
sessizdir
dalda
yalnız ve dağılmış bir elma
yalnız ve yapraklar örtmüyor onu
gelen akşama
geçen akşamın içlenmeleri dadanmış
bu kahır sessizdir
içinin çıngarlarından yonttuğun
asi bir atbaşı gibi rüyalarının ucunda
umudun
sessizdir
filistinde akşamüstleri
sessizlik bir file somun gibi